Onur
New member
PS Hangi Ülkeye Ait? Bir Sohbetin İçinden...
Sevgili forumdaşlar,
Bugün sizlere belki de hepimizin bir kez olsun düşündüğü ama çoğu zaman üzerinde çok da durmadığı bir konuyu, bir hikâyeyle paylaşmak istiyorum. “PS hangi ülkeye ait?” sorusu, belki basit bir bilgi merakı gibi görünebilir ama aslında arkasında insanın güven, aidiyet ve kimlik arayışıyla ilgili derin duygular barındırıyor. İşte bu duyguyu en iyi şekilde anlatabilmek için geçenlerde bir kafede geçen sohbeti sizlerle paylaşmak istiyorum.
---
Kafede Bir Araya Gelen Dört Arkadaş
Bir cumartesi akşamı, şehrin en köşedeki küçük kafelerinden birinde dört arkadaş buluşmuştu. Masanın bir köşesinde Murat vardı; mantığıyla tanınan, hesaplarını stratejik yapan, her konuya çözüm odaklı yaklaşan biri. Yanında oturan Elif ise insanlara dokunmayı bilen, her şeye kalbiyle yaklaşan, empati gücü yüksek bir kadındı. Karşılarında Cem ve Derya vardı; Cem biraz şüpheci, sorgulayıcı, Derya ise meraklı ve öğrenmeye aç. Sohbet döndü dolaştı, telefon numaralarının yanında görülen “PS” kısaltmasına geldi.
Cem sordu:
— “Ya bu ‘PS’ hangi ülkenin kodu? Sürekli numaraların başında görüyorum. Bir bakıyorum +351, bir bakıyorum PS yazıyor. Kafam karıştı.”
Murat hemen söze atladı:
— “Aslında işin teknik tarafı belli. ‘PS’, Filistin’in ülke kodu. Uluslararası arenada kullanılan ISO standartlarında geçiyor. Yani bu üç harf aslında Filistin’e ait bir aidiyet göstergesi.”
---
Stratejik Akıl ile Empatik Kalp
Elif, Murat’ın sözünü dinledikten sonra derin bir nefes aldı:
— “Ne ilginç değil mi? Sadece iki harf. Ama o harfler, koca bir halkın varlığını temsil ediyor. Düşünsene, bazen bir ülke dünyanın gözünde yok sayılmaya çalışılıyor ama senin telefon rehberinde ‘PS’ diye görünmesi, ‘Ben buradayım!’ diye haykırıyor. Bu, teknik bir detaydan çok daha fazlası.”
Murat başını salladı:
— “Haklısın. Stratejik açıdan baktığında, ülke kodları aslında devletlerin uluslararası düzende yerlerini kanıtlayan bir sembol. Ama bu sembolün ardında insan hikâyeleri yatıyor. Mesela Filistin halkı için bu kod, onların görünürlük mücadelesi demek.”
Cem kaşlarını çattı:
— “Ama hâlâ birçok yerde tanınmıyor ki. Bu ‘PS’ kodu ne kadar geçerli, herkes kabul ediyor mu?”
Murat sakin bir şekilde açıkladı:
— “ISO tarafından tanınmış durumda. İnternette domain uzantısı .ps var, uluslararası telefon kodlarında var. Yani resmi platformlarda bu kod işliyor. Ama mesele sadece tanınmak değil, aynı zamanda bu görünürlüğün ne ifade ettiğini anlamak.”
---
Bir Kodun Taşıdığı Yük
Derya merakla söze girdi:
— “Benim içim biraz burkuldu açıkçası. Düşünsene, koca bir ülke ve halk, sadece iki harfle temsil ediliyor. Ama o iki harf onların tüm varoluşunu taşımak zorunda kalıyor. Ne kadar ağır bir yük!”
Elif gözleri dolarak devam etti:
— “Aslında bu çok tanıdık bir his. Hepimiz bazen bir kelimeye, bir bakışa, bir simgeye sığmak zorunda kalıyoruz. Tıpkı insanların ‘anne’, ‘baba’ ya da ‘arkadaş’ gibi kimliklere sıkıştırılması gibi. Filistin’in PS kodu da bir simgeden fazlası, bir aidiyet çığlığı gibi.”
Murat bu noktada yine çözüm odaklı düşünmeye çalıştı:
— “Ama bu çığlığın duyulması için stratejik adımlar atılması gerek. Mesela uluslararası kuruluşlarda, dijital platformlarda, resmi belgelerde bu kodun doğru yerde kullanılması. Çünkü görünürlük ne kadar artarsa, mücadele de o kadar güçlenir.”
---
Sohbetin Derinleştiği An
Cem biraz duygulanmıştı:
— “Şimdi daha iyi anlıyorum. Ben başta sadece teknik bir merak sandım. Ama aslında PS dediğimiz şey, insanların var olma mücadelesinin bir parçasıymış. Küçücük bir harf bile bir halkın hikâyesini taşıyabiliyormuş.”
Derya başıyla onayladı:
— “Evet, bazen küçücük şeyler en büyük anlamları barındırıyor. Bizler günlük hayatın telaşında detayları fark etmiyoruz ama bir ülke kodu bile insanlara umut, gurur ya da hüzün verebiliyor.”
Elif masadaki sessizliği bozdu:
— “Belki de sorunun cevabı şu: PS hangi ülkeye ait? Filistin’e. Ama daha derininde, ‘PS’ sadece bir ülkeye değil, aynı zamanda direnişe, varoluşa ve aidiyete ait.”
---
Forumdaşlara Mesaj
Sevgili forumdaşlar,
Sizlere bu hikâyeyi anlatmak istedim çünkü hepimiz zaman zaman bir detayın ardındaki anlamı gözden kaçırıyoruz. “PS hangi ülkeye ait?” diye sorduğumuzda, aslında sadece bir ülke kodunu öğrenmiyoruz. Bir halkın kimlik mücadelesine, görünürlük isteğine, dünyaya “Biz buradayız” deme çabasına tanıklık ediyoruz.
Siz hiç böyle küçük bir detayın, içinde koca bir hikâyeyi barındırdığını fark ettiniz mi? PS kodunu gördüğünüzde ne hissettiniz? Yorumlarınızı paylaşırsanız, belki hep beraber bu küçük harflerin taşıdığı büyük anlamı daha iyi anlayabiliriz.
Çünkü bazen en küçük işaretler, en büyük duyguları taşır…
Sevgili forumdaşlar,
Bugün sizlere belki de hepimizin bir kez olsun düşündüğü ama çoğu zaman üzerinde çok da durmadığı bir konuyu, bir hikâyeyle paylaşmak istiyorum. “PS hangi ülkeye ait?” sorusu, belki basit bir bilgi merakı gibi görünebilir ama aslında arkasında insanın güven, aidiyet ve kimlik arayışıyla ilgili derin duygular barındırıyor. İşte bu duyguyu en iyi şekilde anlatabilmek için geçenlerde bir kafede geçen sohbeti sizlerle paylaşmak istiyorum.
---
Kafede Bir Araya Gelen Dört Arkadaş
Bir cumartesi akşamı, şehrin en köşedeki küçük kafelerinden birinde dört arkadaş buluşmuştu. Masanın bir köşesinde Murat vardı; mantığıyla tanınan, hesaplarını stratejik yapan, her konuya çözüm odaklı yaklaşan biri. Yanında oturan Elif ise insanlara dokunmayı bilen, her şeye kalbiyle yaklaşan, empati gücü yüksek bir kadındı. Karşılarında Cem ve Derya vardı; Cem biraz şüpheci, sorgulayıcı, Derya ise meraklı ve öğrenmeye aç. Sohbet döndü dolaştı, telefon numaralarının yanında görülen “PS” kısaltmasına geldi.
Cem sordu:
— “Ya bu ‘PS’ hangi ülkenin kodu? Sürekli numaraların başında görüyorum. Bir bakıyorum +351, bir bakıyorum PS yazıyor. Kafam karıştı.”
Murat hemen söze atladı:
— “Aslında işin teknik tarafı belli. ‘PS’, Filistin’in ülke kodu. Uluslararası arenada kullanılan ISO standartlarında geçiyor. Yani bu üç harf aslında Filistin’e ait bir aidiyet göstergesi.”
---
Stratejik Akıl ile Empatik Kalp
Elif, Murat’ın sözünü dinledikten sonra derin bir nefes aldı:
— “Ne ilginç değil mi? Sadece iki harf. Ama o harfler, koca bir halkın varlığını temsil ediyor. Düşünsene, bazen bir ülke dünyanın gözünde yok sayılmaya çalışılıyor ama senin telefon rehberinde ‘PS’ diye görünmesi, ‘Ben buradayım!’ diye haykırıyor. Bu, teknik bir detaydan çok daha fazlası.”
Murat başını salladı:
— “Haklısın. Stratejik açıdan baktığında, ülke kodları aslında devletlerin uluslararası düzende yerlerini kanıtlayan bir sembol. Ama bu sembolün ardında insan hikâyeleri yatıyor. Mesela Filistin halkı için bu kod, onların görünürlük mücadelesi demek.”
Cem kaşlarını çattı:
— “Ama hâlâ birçok yerde tanınmıyor ki. Bu ‘PS’ kodu ne kadar geçerli, herkes kabul ediyor mu?”
Murat sakin bir şekilde açıkladı:
— “ISO tarafından tanınmış durumda. İnternette domain uzantısı .ps var, uluslararası telefon kodlarında var. Yani resmi platformlarda bu kod işliyor. Ama mesele sadece tanınmak değil, aynı zamanda bu görünürlüğün ne ifade ettiğini anlamak.”
---
Bir Kodun Taşıdığı Yük
Derya merakla söze girdi:
— “Benim içim biraz burkuldu açıkçası. Düşünsene, koca bir ülke ve halk, sadece iki harfle temsil ediliyor. Ama o iki harf onların tüm varoluşunu taşımak zorunda kalıyor. Ne kadar ağır bir yük!”
Elif gözleri dolarak devam etti:
— “Aslında bu çok tanıdık bir his. Hepimiz bazen bir kelimeye, bir bakışa, bir simgeye sığmak zorunda kalıyoruz. Tıpkı insanların ‘anne’, ‘baba’ ya da ‘arkadaş’ gibi kimliklere sıkıştırılması gibi. Filistin’in PS kodu da bir simgeden fazlası, bir aidiyet çığlığı gibi.”
Murat bu noktada yine çözüm odaklı düşünmeye çalıştı:
— “Ama bu çığlığın duyulması için stratejik adımlar atılması gerek. Mesela uluslararası kuruluşlarda, dijital platformlarda, resmi belgelerde bu kodun doğru yerde kullanılması. Çünkü görünürlük ne kadar artarsa, mücadele de o kadar güçlenir.”
---
Sohbetin Derinleştiği An
Cem biraz duygulanmıştı:
— “Şimdi daha iyi anlıyorum. Ben başta sadece teknik bir merak sandım. Ama aslında PS dediğimiz şey, insanların var olma mücadelesinin bir parçasıymış. Küçücük bir harf bile bir halkın hikâyesini taşıyabiliyormuş.”
Derya başıyla onayladı:
— “Evet, bazen küçücük şeyler en büyük anlamları barındırıyor. Bizler günlük hayatın telaşında detayları fark etmiyoruz ama bir ülke kodu bile insanlara umut, gurur ya da hüzün verebiliyor.”
Elif masadaki sessizliği bozdu:
— “Belki de sorunun cevabı şu: PS hangi ülkeye ait? Filistin’e. Ama daha derininde, ‘PS’ sadece bir ülkeye değil, aynı zamanda direnişe, varoluşa ve aidiyete ait.”
---
Forumdaşlara Mesaj
Sevgili forumdaşlar,
Sizlere bu hikâyeyi anlatmak istedim çünkü hepimiz zaman zaman bir detayın ardındaki anlamı gözden kaçırıyoruz. “PS hangi ülkeye ait?” diye sorduğumuzda, aslında sadece bir ülke kodunu öğrenmiyoruz. Bir halkın kimlik mücadelesine, görünürlük isteğine, dünyaya “Biz buradayız” deme çabasına tanıklık ediyoruz.
Siz hiç böyle küçük bir detayın, içinde koca bir hikâyeyi barındırdığını fark ettiniz mi? PS kodunu gördüğünüzde ne hissettiniz? Yorumlarınızı paylaşırsanız, belki hep beraber bu küçük harflerin taşıdığı büyük anlamı daha iyi anlayabiliriz.
Çünkü bazen en küçük işaretler, en büyük duyguları taşır…