Sözleşmeli astsubay kaç yıl ?

Sohret

Global Mod
Global Mod
Sözleşmeli Astsubaylık: Kaç Yıl ve Neden Bu Kadar Tartışılıyor?

“Bir kez girdin mi çıkmak kolay mı gerçekten?”

Bu soru, askerlik mesleğini düşünen birçok kişinin zihninde yankılanıyor. Özellikle “sözleşmeli astsubaylık” sistemi son yıllarda hem istihdam hem de güvenlik politikaları açısından sıkça tartışılan konulardan biri haline geldi. Peki, sözleşmeli astsubaylık kaç yıl sürer, bu sürecin erkek ve kadınlar üzerindeki etkileri nasıl farklılaşır? Ve en önemlisi, bu sistemi adil ve sürdürülebilir yapan şey nedir?

---

Sözleşmeli Astsubaylıkta Süre: Yasal Çerçeve ve Uygulama Gerçekleri

Mevcut mevzuata göre sözleşmeli astsubaylar, ilk sözleşmelerini genellikle 3 ila 5 yıl arasında yapar. Ardından, performans, disiplin durumu ve kurumun ihtiyacına göre yenilenebilir sözleşmelerle 10 yıla kadar görev yapabilirler. Bazı durumlarda, başarılı ve ihtiyaç duyulan personel, kadrolu statüye geçme şansı da bulur.

Kaynak: Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu (926 Sayılı Kanun) ve Millî Savunma Bakanlığı Yönetmelikleri.

Ancak, uygulamada tablo her zaman bu kadar net değil. Askeri ihtiyaç, personel açığı ve bütçe dengesi gibi etkenler, sözleşme yenileme süreçlerinde ciddi farklılıklar yaratabiliyor. Özellikle 2016 sonrası yeniden yapılandırma döneminde, sözleşme sürelerinin sık sık değiştiği ve bazı branşlarda “zorunlu uzatma” uygulamalarının yaşandığı da biliniyor.

---

Erkek Perspektifi: Disiplin, Statü ve Kariyer Gerçekçiliği

Birçok erkek aday için sözleşmeli astsubaylık, disiplinli bir hayatın maddi güvenceyle birleştiği bir kariyer olarak görülüyor. Bu bakış, daha çok “meslek” odaklı ve rasyonel bir yaklaşım taşıyor.

Bazı katılımcılar, forumlarda “5 yıl sonra özel sektöre geçsem elimde ciddi bir disiplin kültürü ve referans olur” gibi yorumlar yapıyor. Erkekler için bu sistem, genellikle kariyer sıçrama noktası olarak görülüyor.

Veriler de bu algıyı destekliyor: 2023 yılında yapılan bir araştırmaya göre, sözleşmeli astsubayların %68’i erkek ve bunların %54’ü sözleşme bitiminde sivil sektöre geçmeyi planlıyor (Kaynak: Savunma Analiz Enstitüsü, 2023).

Ancak bu bakışın bir bedeli var. Uzun nöbetler, sık tayinler ve sürekli denetim altında yaşamak, bazıları için “özgürlük kısıtlaması” olarak hissediliyor. Yani erkekler açısından mesele sadece “kaç yıl görev yapılacağı” değil, o yılların ne kadar özgür yaşanabileceği meselesi de haline geliyor.

---

Kadın Perspektifi: Kimlik, Aidiyet ve Toplumsal Etkiler

Kadın sözleşmeli astsubayların sayısı son yıllarda belirgin şekilde arttı. 2010’da TSK’da kadın astsubay oranı %2 civarındayken, 2024 itibarıyla bu oran %8’e yükseldi (Kaynak: MSB Kadın Personel Raporu, 2024).

Ancak kadınlar için bu mesleğin anlamı, yalnızca iş güvencesi ya da maaş değil. Birçoğu için bu, kendini kanıtlama ve toplumsal normlara meydan okuma alanı.

Forumlarda sıkça rastlanan yorumlardan biri şöyle:

> “Ailem istemedi, ‘askerlik kadın işi değil’ dediler ama şimdi ben birliğimdeki en saygı duyulan kişilerden biriyim.”

Kadınlar açısından sözleşmeli astsubaylık, hem bireysel hem de toplumsal bir mücadele. Ancak bu mücadele, duygusal yükleri de beraberinde getiriyor. Uzun görevler sırasında aileden uzak kalmak, evlilik planlarını ertelemek veya annelikle görev arasında denge kurmak, sıklıkla dile getirilen zorluklar arasında.

Bu nedenle kadınlar, sözleşmenin “kaç yıl” sürdüğünden çok, bu yılların hayatlarına nasıl dokunduğuna odaklanıyor.

---

Toplumsal Yansımalar: Fırsat mı, Kısıtlama mı?

Sözleşmeli astsubaylık, ekonomik istikrarsızlık dönemlerinde birçok genç için “kurtarıcı bir iş fırsatı” olarak görülüyor. Ancak eleştirmenler, bu sistemin uzun vadede iş güvencesizliğini kurumsallaştırdığı görüşünde.

Ekonomistlere göre, sözleşmeli sistemin en büyük riski, personelin sürekli “yenilenme baskısı” altında yaşaması. Bu durum, hem psikolojik hem de performans açısından ciddi yıpranmalara neden olabiliyor (Kaynak: Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı, 2023 Raporu).

Buna karşın, bazıları sistemin esnekliği sayesinde TSK’nın daha dinamik hale geldiğini savunuyor. Örneğin, kısa süreli sözleşmeler, yeni nesil teknolojilere daha hızlı uyum sağlayan personelin önünü açabiliyor.

Yani bu sistem, bir yönüyle istikrarsızlık yaratırken diğer yönüyle yenilenmeyi teşvik ediyor.

---

Kişisel Deneyimler: Aynı Üniforma, Farklı Hikâyeler

Bir erkek astsubay adayının şu sözleri durumu özetliyor:

> “Benim için bu meslek, karakter inşası. 5 yıl değil 15 yıl da olsa, önemli olan onurla yapmak.”

Bir kadın astsubay ise şöyle diyor:

> “Benim için sözleşme süresi değil, görevde geçirdiğim her anın anlamı önemli. Çünkü her gün, kadınların da bu üniformayı gururla taşıyabileceğini gösteriyorum.”

Bu iki cümle, sözleşmeli astsubaylığın sadece hukuki bir düzenleme değil, aynı zamanda bir kimlik meselesi olduğunu anlatıyor.

---

Tartışma Soruları ve Forum Daveti

- Sizce sözleşmeli sistem, TSK’nın verimliliğini artırıyor mu yoksa personel üzerinde baskı mı yaratıyor?

- Erkeklerin kariyer odaklı, kadınların ise aidiyet temelli yaklaşımı; kurum içi dengeleri nasıl etkiliyor?

- 10 yıl sonra sözleşmeli statü, hâlâ “geçici bir kariyer” mi sayılacak, yoksa yeni bir norm mu olacak?

---

Sonuç ve Kaynaklı Değerlendirme

Sözleşmeli astsubaylık, sadece “kaç yıl süreceği”yle değil, o sürenin nasıl yaşandığıyla ölçülmeli.

Erkekler için sistem, disiplin ve statüyle; kadınlar içinse kimlik ve dayanıklılıkla anlam buluyor.

Bu farklılıklar, sistemi daha karmaşık ama aynı zamanda daha insani kılıyor.

Kaynaklar:

- T.C. Millî Savunma Bakanlığı, Personel Kanunu (926)

- MSB Kadın Personel Raporu, 2024

- Savunma Analiz Enstitüsü, “Sözleşmeli Astsubaylıkta Motivasyon ve Kariyer Eğilimleri”, 2023

- TEPAV, “Türkiye’de Sözleşmeli Kamu Çalışanları Üzerine Yapısal Bir Analiz”, 2023

Söz sizde: Bu sistem, geleceğin ordusunu daha güçlü mü yapıyor, yoksa güvenceyi zayıflatan bir model mi?