Terennüm ne demek Osmanlıca ?

Yaren

New member
Osmanlıca’da “Terennüm” Ne Demek? Farklı Bakış Açılarıyla Bir Değerlendirme

Selam dostlar,

Bugün biraz kelime kökeni, anlam katmanları ve algı farklılıkları üzerine konuşalım istedim. Malum, Osmanlıca kelimeler modern Türkçe’ye geçerken hem anlam daralmasına hem de anlam kaymasına uğrayabiliyor. “Terennüm” kelimesi de bunlardan biri. Kimi zaman şiir kitaplarında, kimi zaman musiki sohbetlerinde, kimi zaman da edebiyat eleştirilerinde karşımıza çıkıyor.

Ama hepimiz aynı şeyi mi anlıyoruz? İşte burada işin ilginç kısmı başlıyor. Bu başlıkta hem kelimenin Osmanlıca kökenini hem de erkeklerin ve kadınların bu kelimeye yüklediği farklı çağrışımları konuşmak istiyorum. Sadece “ansiklopedik” bilgiye değil, bireysel algı ve toplumsal arka plana da bakacağız.

---

Terennüm’ün Osmanlıca Kökeni ve Sözlük Anlamı

Osmanlıca’da “terennüm” kelimesi Arapça kökenlidir ve “tekrar tekrar söylemek, mırıldanmak, makamla okumak/şarkı söylemek” anlamlarını taşır. Klasik metinlerde iki ana bağlamda kullanıldığını görüyoruz:

1. Musiki bağlamında: Bestelenmiş bir eserin makamına uygun şekilde seslendirilmesi.

2. Edebi bağlamda: Şiirde duyguyu pekiştirmek için belirli kelime veya dizelerin tekrar edilmesi, adeta “mırıldanır gibi” dile getirilmesi.

Fakat bu kelimenin algısı, sözlük anlamıyla sınırlı kalmıyor. İşin içine kişisel deneyim, kültürel kodlar ve toplumsal bakış açıları girince “terennüm” farklı kulaklarda farklı tınılar buluyor.

---

Erkeklerin Bakışı: Objektif ve Veri Odaklı Yaklaşım

Forumlarda yaptığım gözlemler ve sohbetlerimden çıkardığım kadarıyla erkeklerin önemli bir kısmı “terennüm” kelimesini daha teknik, tanımsal ve ölçülebilir bir bağlamda ele alıyor. Onlara göre terennüm:

- Müzik teorisi açısından net bir fonksiyonu olan, notalarla ifade edilebilen bir icra biçimi.

- Şiir analizinde teknik bir terim, bir sanat yöntemi.

- Tarihsel bağlamda belgelenebilir, kaynaklardan doğrulanabilir bir uygulama.

Bu yaklaşımın güçlü yanı, kelimenin anlamını somut veriler ve kaynaklarla desteklemesi. Mesela bir erkek forumdaş şöyle diyebiliyor:

> “Divan edebiyatında terennüm, gazelin makta beytinde şairin kendi mahlasını tekrar etmesidir. Musikide ise bir eserin sözsüz bölümünde yapılan makam süslemeleridir. Bunu notalarla gösterebiliriz.”

Yani burada kelimenin ölçülebilir ve ispatlanabilir tarafı ön plana çıkıyor.

---

Kadınların Bakışı: Duygusal ve Toplumsal Etki Odaklı Yaklaşım

Kadın forumdaşlar ise “terennüm” kelimesini daha çok duygu yükü ve toplumsal çağrışımlarla ele alıyor. Onlar için bu kelime:

- Bir his aktarımı: Mırıldanılan bir ninni, gönülden söylenen bir türkü, hafızada yer eden bir melodi.

- Anı ve atmosfer yaratma: Terennüm eden kişinin ruh hâlini, ortamın duygusal iklimini yansıtması.

- Toplumsal bağlam: Eskiden kadınların ev içinde veya topluluklarda, günlük hayatta terennüm yoluyla duygularını ifade etmesi.

Bir kadın forumdaşın yorumu şöyle olabiliyor:

> “Terennüm bana annemin mutfakta yemek yaparken kendi kendine mırıldandığı şarkıları hatırlatıyor. Bu sadece bir teknik değil, evin sıcaklığını, huzurunu ifade eden bir şey.”

Burada ölçülemez ama hissedilebilir bir anlam ön plana çıkıyor.

---

Erkek ve Kadın Yaklaşımlarının Karşılaştırması

| Perspektif | Erkeklerin Yaklaşımı | Kadınların Yaklaşımı |

| ----------------- | -------------------------------------------------- | ------------------------------------------------ |

| Odak Noktası | Teknik tanım, tarihsel kaynak, ölçülebilir veriler | Duygusal anlam, anılar, toplumsal bağlam |

| Dil Kullanımı | Nesnel, kavramsal | Betimleyici, hissiyat yüklü |

| Örnekler | Notalar, şiir teknikleri, kaynak kitaplar | Ninniler, halk türküsü, günlük hayattan sahneler |

| Güçlü Yanı | Bilimsel doğruluk, tutarlılık | Empati, bağ kurma, atmosfer oluşturma |

| Zayıf Yanı | Duygusal boyutu göz ardı edebilir | Nesnel tanımdan uzaklaşabilir |

Bu tablo bize şunu gösteriyor: İki yaklaşım da eksik değil, sadece farklı eksenlerde ilerliyor. Erkekler kelimenin “bilgi” boyutunu, kadınlar ise “hissetme” boyutunu daha çok öne çıkarıyor.

---

Peki İki Yaklaşım Birleştirilebilir mi?

Aslında evet. Terennümü hem teknik hem de duygusal yönüyle ele almak mümkün. Mesela:

- Bir musiki eserinde terennüm edilen bölümün notasını bilmek teknik bilgi verir, ama o bölümün dinleyicide uyandırdığı hissi anlamak duygusal bağ kurmayı sağlar.

- Divan şiirinde terennümün nasıl yapıldığını bilmek edebi teknik bilgidir, ama o tekrarın şiire kattığı melodiyi hissetmek ayrı bir deneyimdir.

Bu noktada kelimenin hem “kuru bilgi” hem de “yaşayan his” olduğunu kabul etmek, anlamı daha zengin kılıyor.

---

Tartışmayı Başlatacak Sorular

1. Siz “terennüm” kelimesini ilk duyduğunuzda aklınıza ne geliyor: teknik bir tanım mı, yoksa bir duygu mu?

2. Sizce kelimeler zamanla duygusal yüklerini mi kaybediyor, yoksa kazanıyor mu?

3. Terennüm kelimesini modern hayatta nerelerde duyuyoruz ve bu bağlam, Osmanlıca’daki anlamıyla örtüşüyor mu?

4. Erkeklerin teknik yaklaşımı ile kadınların duygusal yaklaşımı sizce neden bu kadar farklı? Bu fark, toplumsal rollerden mi, kişisel deneyimlerden mi kaynaklanıyor?

---

Son Söz

Terennüm kelimesi, Osmanlıca’dan bugüne taşınırken hem anlamını hem de tınısını korumuş nadir sözcüklerden biri. Ama anlamı tek katmanlı değil; kimimiz için bir nota dizisi, kimimiz için anne sesi, kimimiz için ise tarih kitaplarında gördüğümüz bir terim.

Forumdaki bu başlıkta, kelimeye dair kendi deneyimlerinizi ve çağrışımlarınızı paylaşırsanız çok sevinirim. Belki de terennüm, ortak bir melodide buluşmamıza vesile olur. Çünkü kelimeler, onları birlikte yaşatınca gerçek anlamına kavuşur.

---

İstersen ben bu yazının devamında “terennüm” kelimesinin modern şarkı sözlerinde, şiirlerde ve popüler kültürdeki kullanımını da araştırıp ekleyebilirim; o zaman daha da derinleşmiş olur.