Yapısalcı kültür nedir ?

Fercan

Global Mod
Global Mod
Yapısalcı Kültür: Erkeklerin Çözüm Odaklı, Kadınların Empatik Bakışı!

Herkese merhaba forumdaşlar! Bugün işin içine biraz “yapısalcı kültür” giriyor! Evet, yanlış duymadınız, yapısalcı kültür! Hani şu toplumdaki ilişkileri, normları ve davranış kalıplarını analiz etmeye çalışan, bir yanda erkeklerin “Bunu nasıl çözeriz?” diyen, diğer yanda kadınların “Ama hissettikleri nasıl?” sorusunu sorarak ortada kalmalarına yol açan o karmaşık konu. Şimdi, gelin bu meseleye eğlenceli bir bakış açısıyla yaklaşalım. Hazır mısınız?

Yapısalcı Kültür: Ne Demek Bu, Şimdi?

Evet, yapısalcı kültür, kaba tabirle, "toplumun içinde nasıl davranmamız gerektiğine dair yazılı olmayan kuralların oluşturduğu, yani bizim yapmamız gerektiği düşünülerek kabul edilen kültürel bir yapı" diyebiliriz. Aslında bu, biraz da insanların birbirleriyle nasıl etkileşime girdiğine, kimlerin ne yapması gerektiğine dair belirli kalıpların yerleşmesiyle ortaya çıkıyor.

Şimdi, burada kadınlar ve erkekler arasındaki yaklaşım farklarına değinmeden geçemeyeceğim. Çünkü her birimizin kafasında bu kültürel yapıya dair farklı roller var! Erkeklerin "Hadi çözüm önerelim!" bakış açısı ile kadınların "Bunu hissettik mi?" empatik tavrı arasında bir denge kurmak zor. Bu da bize aslında yapısalcı kültürün ne kadar ilginç ve bazen kafa karıştırıcı olduğunu gösteriyor.

Erkekler: Her Şeyin Çözümü Varmış Gibi!

Bundan yaklaşık 10 yıl önce, bir grup erkek arkadaşla bir konuda konuşuyorduk. Herkesin fikirleri farklıydı ama hepsi bir noktada birleşiyordu: “Bu işin bir çözümü olmalı, çözmeliyiz!” Evet, erkekler bazen her şeyin çözümü olmalı gibi düşünüyor. Mesela, bir arkadaşımızın başı derde girse, hemen şu soruyu sorarız: “Nasıl düzeltebiliriz?” Sorunun derinliğine inmediğimizde de sıkıntı yaşarız, çünkü sadece çözüm ararız, duygusal analiz yapmayız.

Yapısalcı kültür dediğimizde, bir erkek için bu, bir problemle karşılaştığında ilk başvurulan noktanın, çözüm önerileri olduğunu gösterir. Bir adam, bir durumu anlamadan, hemen çözümü bulmak ister. “Bunu yaparsak, herkes mutlu olur!” gibi net ve somut düşünceleri vardır. Çoğu zaman yapısalcı kültür, erkeklerin dünyasında "hadi çözüm bulalım, hayatı kolaylaştıralım" gibi bir anlayışla şekillenir.

Tabii burada, erkeklerin birbirlerini anlama biçimi de başka bir boyut. Bir arkadaşımız sorununu anlattığında, çözüm önerilerimiz hızla gelir. “Kardeşim, yap şunu, bunu, şunu da al ve bu iş tamamdır!” deriz ve gayet rahat bir şekilde bu şekilde devam ederiz. Yani, olayın içinde duygusal yönü çok da vurgulamayız. Bizim için önemli olan, nasıl çözebileceğimizdir.

Kadınlar: "Ama Hissettikleri Ne?"

Şimdi de diğer tarafa geçelim: Kadınlar! Onlar için durum biraz farklı. "Ama hissettikleri ne?" diye sormadan, herhangi bir olayda ya da duruşta net bir yargıya varmak zor. Çünkü kadınlar için bu yapısalcı kültürün bir başka boyutu var: Empatik bakış açısı!

Kadınlar, toplumsal yapıyı anlamada daha çok duygu ve ilişki odaklıdır. Bir kadın, herhangi bir durumu çözmektense, o anki hisleri ve insanlar arasındaki ilişkiyi çözmeye çalışır. Örneğin, bir kadının herhangi bir durumu değerlendirirken önce şunu soracağını biliyoruz: "Bu insanın ruh hali nasıl, duygusal olarak nasıl hissediyorlar?"

Kadınlar, toplumsal kuralları incelerken ve ilişkileri değerlendirirken, sadece nesnel bir çözüm bulmakla kalmazlar; duygusal bağlamı da göz önünde bulundururlar. Toplumda bir kadının bakışı, genellikle “Bu iş kimin kalbini kırabilir, kim daha fazla yorulacak?” sorularına yöneliktir.

Ve işte burada da devreye yine yapısalcı kültür giriyor. Kadınların çoğu, bir toplumda belirli kalıpları anlamadan önce bu toplumu oluşturan bireylerin hislerini ve deneyimlerini anlamak ister. Bu empatik yaklaşım, kadınların dünyasında çok önemli bir yer tutar. Yani, işin içinde ilişki ve duygular varsa, çözümden önce onların hissettikleri anlaşılmalıdır.

Erkekler ve Kadınlar Arasındaki Farklar: İronik Bir Yapısalcı Kırılma!

Şimdi gelirken bu iki bakış açısını harmanlamaya başladık. Bir tarafta çözüm odaklı bir erkek, diğer tarafta duygusal dengeyi gözeten bir kadın! Evet, işte bu ikisinin bir araya gelmesi bazen yapısalcı kültürün en ironik noktalarını oluşturur.

Erkekler bazen bir durumu anlamadan "şunu yapın, bunu yapın" derler, ama kadınlar duygusal açılardan bir adım öne geçerler. Kadınlar daha çok “Bunu neden hissettik, neden böyle oldu?” sorusunu sorarak çözüme ulaşmaya çalışırlar. Sonuçta, bazen hem erkeklerin hem de kadınların bakış açıları birbirini tamamlamaktan çok, birbirini çelişen bir hale gelir.

İşte tam bu noktada, forumdaşlar! Yapısalcı kültürün nereye gittiği ve toplumun kültürel yapısının nereye evrileceği üzerine tartışmalar başlar. Biri çözüm ararken, diğeri ilişkiyi çözmeye çalışıyor.

Peki, Siz Ne Düşünüyorsunuz?

Bütün bu erkek-kadın farklarını düşündüğümüzde, sizce toplumun kültürel yapısında bir denge sağlamak mümkün mü? Yoksa, her birimiz kendi perspektifimizi savunarak farklı bir bakış açısı mı oluşturuyoruz? Gelin, bu konuda neler düşündüğünüzü paylaşın. Sizce çözüm odaklı yaklaşmak mı, yoksa empatik yaklaşmak mı toplumsal yapıyı daha sağlıklı hale getirir?

Yorumlarınızı bekliyorum!